Proje Hakkında

Bu projenin amacı, Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklarda ekran bağımlılığı ve ebeveyn-çocuk etkileşimi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu proje kapsamında konu ile ilgilenen ebeveyn ve eğitimci/uzmanlara bilimsel ve kanıta dayalı bilgiler ve kaynaklar sunmak amacıyla bu site geliştirilmiştir. Sitemizde videolar başlığı altında proje ekibinin söyleşi tarzında bilgilendirici videoları bulunurken araştırtmalar başlığında proje kapsamında üreteceğimiz araştırma bulguları yer alacaktır. Sitede ayrıca kaynaklar başlığında yararlı web adresleri, kitaplar ve makalelere ve broşürlere erişebilirsiniz.
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), nörogelişimsel bozuklukların bir yelpazesini ifade eder ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan DSM-V kriterlerine göre tanımlanmaktadır. Bu tanımlama, bireyler arasında sosyal etkileşim ve iletişimde görülen belirgin zorluklar ile sınırlı ve tekrarlayan davranış kalıplarının varlığına odaklanır. OSB, şiddet skalasında geniş bir yelpazede belirtiler sergileyebilir; bu belirtiler ciddi engellilikten hafif zorluklara kadar değişebilir. OSB olan çocuklar ve yetişkinler, hem eğitim hem de sosyal ortamlarda karşılaştıkları iletişim zorlukları nedeniyle çeşitli meydan okumalarla yüzleşebilirler. Bu zorluklar, onların akademik başarıları ve sosyal etkileşimleri üzerinde belirgin bir etkiye sahip olabilir. Tarihsel perspektiften bakıldığında, OSB'nin anlayışı, DSM-III'te çocukluk dönemi şizofrenisinden ayrı olarak "infantil otizm" olarak ilk kez tanımlanmasından itibaren önemli ölçüde gelişmiştir. İlerleyen yıllarda, DSM-IV ve DSM-IV-TR'de "Yaygın Gelişimsel Bozukluklar" kategorisi altında daha geniş ve detaylı bir şekilde incelenmiş ve en sonunda DSM-V ile bireysel farklılıkları tanıyan ve spektrumu vurgulayan tek bir tanısal çerçeveye bütünleştirilmiştir. Bu evrimsel süreç, OSB'nin daha kapsamlı bir anlayışını sağlamış ve bozukluk spektrumu içindeki çeşitliliği kabul etmiştir. Araştırmalar, OSB prevalansının son yıllarda arttığını göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan son çalışmalar, OSB'nin 36 çocuktan birinde görüldüğünü belirtmektedir (CDC, 2023). Bu artış, otizmin tanınması ve teşhis edilmesindeki iyileşmelere işaret etmektedir. Özellikle, zihinsel engeli olmayan bireyler arasında tanı sayısındaki artış dikkat çekicidir ve bu durum, daha önce "yüksek işlevli otizm" olarak adlandırılan OSB'nin daha az belirgin formlarının tanınmasında önemli bir ilerleme olduğunu göstermektedir. Bu gelişme, sağlık ve eğitim uzmanları arasında artan farkındalık, tanı kriterlerindeki iyileştirmeler ve daha sık ve erken tarama uygulamalarına yönelik genişleyen bir toplumsal kabulün bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
Otizm Spektrum Bozukluğu'nun yaygınlığındaki bu artış, eğitim politikaları, sağlık hizmeti sunumu ve OSB'li bireyler için savunuculuk üzerinde derin etkilere sahiptir. Yaygınlıktaki değişiklikler, kaynakların tahsis edilmesi, özel müdahale programlarına olan ihtiyacın artması ve destek sistemlerinin uygun şekilde adapte edilmesi konularında önemli tartışmaları gündeme getirmektedir. Bu durum, erken müdahale ve yetişkin bakımı dahil olmak üzere, OSB'li bireylerin ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin genişletilmesini gerektirmektedir. DSM-V, Otizm Spektrum Bozukluğu tanı kriterlerini detaylandırmakta ve iki ana alanda belirli zorlukları vurgulamaktadır: sosyal iletişim/etkileşim ve kısıtlı, tekrarlayan davranış kalıpları. OSB'li bireyler, göz teması kurma, beden dilini etkili bir şekilde kullanma gibi sosyal etkileşim için kritik olan sözel olmayan iletişimsel davranışlarda zorluklar yaşayabilir. Bu zorluklar, karşılıklı konuşma, düşünceleri ve duyguları paylaşma ve ilişkileri geliştirme, anlama veya sürdürme gibi çok çeşitli alanlarda kendini gösterebilir. Ek olarak, OSB, tekrarlayan hareketler, katı rutinler, belirli ritüelistik davranışlar ve yoğun ilgi alanları ile karakterizedir. Bu bireyler, duyusal girdilere karşı atipik tepkiler gösterebilir; bu tepkiler, duyusal deneyimlere karşı yoğun bir ilgi veya belirli duyusal uyaranlara karşı aşırı hassasiyet şeklinde olabilir. Bu bozuklukla ilişkili belirtiler genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkar ve günlük işlevsellikte önemli bozulmalara yol açabilir. Bu durum, zihinsel engellilik veya global gelişimsel gecikme ile daha iyi açıklanamaz; ancak, bu koşullar OSB ile birlikte ortaya çıkabilir ve dikkatli bir değerlendirme gerektirir. DSM-V, Otizm Spektrum Bozukluğu'nu bireyler arasında çok çeşitli yetenekler ve destek ihtiyaçları olduğunu kabul ederek tek bir çatı altında sınıflandırmaktadır. Destek seviyeleri, destek gerektiren Seviye 1'den çok önemli destek gerektiren Seviye 3'e kadar değişir ve bu, bozukluğun ciddiyetine göre belirlenir.Otizm Spektrum Bozukluğu'nun tanı kriterleri ve destek seviyelerinin ayrıntılı bir şekilde anlaşılması, DSM-V el kitabının sunduğu kapsamlı rehberlikle mümkündür. Bu, klinisyenlerin, eğitimcilerin ve ailelerin OSB spektrumunu tanımasına yardımcı olur ve özel müdahale stratejileri hakkında bilgi sağlar.
Sonuç olarak, Otizm Spektrum Bozukluğu ve ekran kullanımı arasındaki ilişki, dijital teknolojilerin hem sunabileceği fırsatları hem de karşılaşılabilecek zorlukları kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Bu, ölçülü ve anlamlı ekran kullanımını destekleyen bir ortamın teşvik edilmesiyle, OSB'li bireylerin refah ve gelişimine katkıda bulunabileceğimizi göstermektedir. Çocukların ekran kullanımı üzerine yapılan araştırmalar, OSB olan bireyler için ekran kullanımının hem potansiyel faydalarını hem de aşırı kullanım ve bağımlılık risklerini ortaya koymaktadır. Bu durum, ebeveynler, eğitimciler ve sağlık profesyonelleri arasında bilinçli ve dengeli bir yaklaşımın benimsenmesini gerektirir. Gelecekteki araştırmalar, ekran maruziyetinin uzun vadeli etkilerini aydınlatmaya ve OSB'li bireylere yönelik müdahale ve destek stratejilerini uyarlama konusunda önemli katkılarda bulunabilir. Bu, aşırı kullanım ve bağımlılık risklerine karşı koruma sağlarken, bu bireylerin dijital teknolojilerin potansiyelinden faydalanmalarını sağlamak için dikkatli ve bilinçli bir yaklaşım gerektirir.